10 Kasım

Bir milletin hafızasında bazı günler vardır; zamana yenilmez, zamanı kendine çağırır ve her defasında yeniden hissedilir. 10 Kasım, tam da o günlerden biridir. Her yıl aynı gün geldiğinde zaman farklı bir boyut kazanır; geçmişin izleri bugünün zemini üzerinde belirir, bugün o zeminde yürür ve geleceğe dair sorumluluklar milletin kolektif bilincinde kararlılıkla yankılanır.
09.05’te ülkenin dört bir yanına yayılan sessizlik, bu bilincin en somut hâlidir. Tabii bu sessizlik, ne bir suskunluk ne de bir duraksamadır. Siren sesi, geçmişle bugünü birbirine dokur, günlük telaşın dışına çıkılan bir alan açar; saygının ve minnetin söze ihtiyaç duymadığı, düşüncenin en berrak hâliyle kendini gösterdiği o an sahnelenir. Kuşaklar arası bağın, ortak değerlerin ve millet olmanın tezahürü bu sessizlikte bütün netliğiyle hissedilir.
Bu bağlamda Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak, geçmişi yâd etmekle sınırlı kalmayıp onun düşünceleri, bugünümüzün toplumsal ve kültürel düzlemiyle buluştuğunda nesillerin bilinçli tercihleri ve sorumlulukla yürütülen eylemleri üzerinden yeniden anlam kazanır. Bu miras, bir milletin düşünce ufkunu şekillendiren, özgürlük ve ilerleme arzusunu canlı tutan önderin etkisinin sürekliliğini gösterir; her an, onun ilke ve ideallerinin bugüne taşındığını, toplumsal yaşamın her katmanında varlığını koruduğunu hatırlatır.
10 Kasım, bir milletin tarih boyunca taşıdığı değer ve sorumlulukların bugünle buluşturulduğu, geçmişin izlerinin bilinçle fark ettirildiği gündür. Her 10 Kasım’da geçmişin düşünce ve idealleri bugünün toplumsal gerçekliğiyle kesişir ve her adım, her tercih, bu buluşmada yeniden anlam kazanır. Atatürk’ün izinde ilerleyen bilinçli eylemler, mirasının canlılığını ve sürekliliğini ortaya koyarken toplumsal yaşamın farklı katmanlarında etkisini gösterir ve bu bilinç minnet, gurur ve hayranlıkla bütünleşir. Büyük Önder; fikirleri ve idealleriyle sevgimiz, saygımız ve minnetimizle anılır. Her kuşak; onun açtığı ufku yeniden yorumlar, yaşamına rehber kılar ve bu mirası geleceğe taşımayı bir görev bilinciyle sürdürür.


