Bedenin ve Zihnin Ay Sonu Mesaisi: PMS

Premenstrual sendrom, PMS veya halk arasında bilinen şekliyle aydet öncesi gerginlik sendromu. Her ay birçok kadının farkında olmadan veya olarak yaşadığı bu sorun, toplum içinde zaman zaman yanlış anlaşılsa da sendromun altında kadın bedeninin doğasına dair etkileyici mekanizmalar ve değişimler yatar.
*Yazının geri kalanında premenstrual sendrom (âdet öncesi gerginlik sendromu) PMS veya pms olarak kullanılacaktır.
Şikayetler bireyin günlük yaşamını sosyal ve klinik olarak etkilediğinde psikiyatrik bir tanı olan premenstrual disforik bozukluk şeklinde tanımlanır ve DSM-5 el kitabında bu şekilde yer alır. Daha hafif seyreden versiyonu ise daha sık görülen ve ne yazık ki üzerimizde yine de etkiler bırakan premenstrual sendrom olarak karşımıza çıkar. Peki siz bu sendromu daha önce duymuş muydunuz? Belki de farkında olmadan her ay PMS’den muzdarip bir şekilde âdet dönemlerinizi geçiriyorsunuz. Yazımızda PMS’nin tanımından belirtilerine, psikolojik etkilerinden başa çıkma yöntemlerine kadar pek çok detayı ele alacağız.
PMS NEDİR?
Premenstrual Sendrom (PMS), birçok kadının yaşadığı yaygın bir durumdur. Âdet döngüsünün ikinci yarısında başlayıp âdet kanaması başladığında sona erer. Bu süreçte fiziksel rahatsızlıklar ve ruh hâli değişiklikleri görülebilir, ancak âdetle birlikte belirtiler kaybolur.
- Fiziksel belirtiler ise göğüslerde hassasiyet ve büyüme, vücutta şişkinlik, kilo alımı, baş ağrısı, mide bulantısı, kusma, sindirim problemleri, iştah artışı ve ciltte sivilce oluşumu şeklinde kendini gösterebilir.
- Bilişsel ve davranışsal belirtiler arasında depresif hissetme, hâlsizlik, aşırı uyku hâli, ilgi azlığı, ani duygu değişimleri, sinirlilik, gerginlik, konsantrasyon güçlüğü ve bazen cinsel istekte artış görülebilir.
Bu belirtiler, hormonlardaki dalgalanmalardan kaynaklanmakla birlikte, her kadında farklı şiddette ve kombinasyonda ortaya çıkabilir. Özellikle duygu durumunda ani değişikliklere ve sosyal ilişkilerde zorluklara yol açar. Hafif durumlarda yaşam tarzında yapılan değişiklikler yeterli olabilirken daha ciddi vakalarda hormon tedavisi ve serotonin geri alımını engelleyen ilaçlar kullanılır. Bu hastalarda, ilaç dışında bilişsel davranışçı terapi de tercih edilebilmektedir.
Kadınlardaki sistemler bahsettiğimiz hormon dalgalanmalarına aşırı tepki vererek PMS oluşumuna neden olabilir. PMS’nin ortaya çıkmasında etkili olabilecek etkenler şunlardır:
Magnezyum, çinko gibi minerallerin eksikliği,
Özellikle A ve B vitaminlerinin yetersiz alınması,
Hormon seviyelerindeki ani değişimler,
Vücudun fazla miktarda su tutması,
Prostaglandin ve nörotransmitter gibi vücut için önemli kimyasalların dengesizliği,
Psikolojik ve fiziksel durumların birlikte etkili olması.
Nedenlerine yeterince değindikysek sıra PMS’nin tedavisinde.
PMS’NİN TANI VE TEDAVİSİ
Sağlık uzmanları, hastanın geçmişini detaylıca değerlendirdikten sonra, PMS belirtilerinin yaşam kalitesine etkisini ölçmek amacıyla özel bir ölçek kullanır (Tablo 3). Aynı zamanda, PMS belirtileri yaşayan kadınlara, bu semptomları her gün kaydettikleri bir günlüğü kullanmaları tavsiye edilir (Tablo 4). Bu günlük, belirtilerin günlük şiddetini izlemede kolaylık sağlar ve tanı ile tedavi sürecinde önemli rol oynar. PMS tanısının konulabilmesi için kadının en az iki adet âdet döngüsü boyunca semptomlarını belgelemesi gerekmektedir (Karaca, 2015).

PMS’yle başa çıkmak için bir dizi yöntem kullanılır.
- Beslenme Alışkanlıkları ve Yaşam Tarzında Değişiklik Yapmak
Beslenme alışkanlıklarınızda değişiklik yapmak belirtileri en aza indirmenin yoludur. Dengeli ve sağlıklı beslenmenin yanında özellikle eksikliği sonucu PMS belirtilerini arttıran vitamin ve mineralleri tamamlamak önemli bir adım olacaktır. Bunlar magnezyum, çinko, B grubu vitaminleri ve folik asit olarak karşımıza çıkıyor. Yaşam tarzımızda ise düzenli egzersiz yapmak ve uyku döngülerine dikkat ederek düzenli uyumak gibi ufak adımlar atarak belirtileri azaltabiliriz.
- Psikolojik Yöntemler
Mindfulness teknikleri, meditasyon veya yoga yapmak, bu dönemde yaşadığımız duygu dalgalanmalarını dengelememize yardımcı olabilir. Bunun yanında psikolojik destek almak -ki çoğunlukla BDT kullanılır- olumsuz düşünce kalıpları üzerinde yoğunlaşarak iyi oluş hâlimizi arttırır.
- Tıbbi Destek
Semptomlar günlük yaşamımızı ciddi oranda etkiler ve işlevselliğimizde bozulmaya yol açarsa doktordan yardım almak gerekebilir. Doktorlar, hormonal dengeyi sağlamak ve psikolojik destek için ilaç tedavileri sağlar. Hormonal tedavi sağlayan ilaçlar, âdet döngüsünü düzenlemede, PMS’nin fiziksel semptomlarını azaltmada ve hormon düzenlemelerinde rol oynarken antidepresanlar (SSRI grubu) PMS döneminde ortaya çıkan duygudurum dalgalanmaları, anksiyete ve depresyon semptomlarının hafifletilmesini sağlar.
Premenstrual sendrom, her ne kadar doğal bir süreç olsa da getirdiği fiziksel ve psikolojik zorluklar nedeniyle ciddiye alınması gereken bir durumdur.
Bu yazıda; PMS’nin tanımını, belirtilerini, psikolojik ve bilişsel etkilerini ve başa çıkma stratejilerini ele aldık. Önemli olan, bu sürecin bir hastalık olarak değil, bedenin doğal döngüsünün bir parçası olarak anlaşılmasıdır. Bu dönemde yaşanan zorluklar, doğru yöntemler ve desteklerle yönetilebilir. Süreç, bireyin kendini ve bedenini daha iyi tanımasına ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları geliştirmesine vesile olabilir.
Kaynakça
Kadın Hastalıkları ve Doğum (2022). Adet Öncesi Sendrom (PMS) ve Tedavisi. Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi. https://www.anadolusaglik.org/saglik-rehberi/adet-oncesi-sendrom-pms-ve-tedavisi
Kadın Hastalıkları ve Doğum Birimi (t.y.). PMS Nedir?. Florence Nightingale. https://www.florence.com.tr/guncel-saglik/adet-oncesi-gerginlik-sendromu-pms
Karaca Palas, P. Ve Kızılkaya Beji, N. (2015). Premenstrual sendromunun tanı ve tedavisinde kanıt temelli yaklaşımlar ve hemşirelik bakımı. Balıkesir Sağlık Bilimleri Dergisi, 4(3), 178-186. 10.5505/bsbd.2015.80299.
Süer, N. (2008). Premenstrual sendrom. Göztepe Tıp Dergisi, 23(3), 76-80.
Türkçapar, A. F. Ve Türkçapar, M. H. (2011). Premenstruel Sendrom ve Premenstruel Disforik Bozuklukta Tanı ve Tedavi: Bir Gözden Geçirme. Klinik Psikiyatri, – (14), 241-253.