Dikkat! Bağlanma Hatası: Networking

İnsan doğasının en temel ihtiyaçlarından birinin bağlanma olduğu bir gerçek. Fizyolojik ve psikolojik birçok sorun, bağlanmada yaşanan problemlerden kaynaklanıyor. Hayatla ilgili meselelerimizin birçoğu da başka insanlarla olan ilişkilerimiz, kendimizi bu dünyada nereye koyduğumuz ve dünyaya aidiyetimizin ne boyutta olduğuyla yakından ilişkili. Sosyal bilimlerin ana kabullerinden biri olan insanın sosyal varlık olması da buradan gelmekte. Tek başına var olamayız, hayatımız bu bağlara bağlı. Hayatta hepimiz iş birliği içerisinde, birbirimize katarak, bazen de birbirimizden çalarak yer alıyoruz. Bu sebeple tarih boyunca bağlantıyı kurmak ve sürdürmek adına yaptığımız birçok davranış biçimi ve strateji mevcuttur. Bu davranış biçimleri ve stratejilere dayanan bağlanma ise ruhumuzda çoğu zaman samimiyet eksikliğinden dolayı yaralara sebebiyet verir.
Günümüzde birçok insanın, ilişkilerin yapaylığından ve yüksek dozlu samimiyetsizlikten şikâyet ettiğini görebiliriz. Yalnızlık çığlıkları, yapay zekâ dostluklarında ve sanal ortamda/oyunlarda sanal hayatlar kurulmasıyla kendini duyurmakta. Tüm bunları uzun uzun analiz ederek konuşmak elbette mümkün; farklı çözüm önerileri için de uzmanların üzerine yazıp çizdiği birçok kaynak mevcut. Fakat tüm bunların yanı sıra, çözüm noktasından bizi daha da uzaklaştıran ve içimizdeki samimi duygulara ket vuran bir durum söz konusu. O da network, yani iletişim ağı, çevre oluşturma dediğimiz kavram.
İş dünyasının dinamiklerinin hızla değiştiği ortamda, insanlar kendini daha çok gösterebilmek, tanıtmak ya da kendi alanıyla ilgili gelişmelerden haberdar olmak amacıyla birçok insanla bir bağ kurmadan ağ kurma endişesi içerisine girmekte. Günden güne, daha üniversitenin ilk yıllarında olan gençlerin bile neredeyse uğraşının kendi işini öğrenmekten önce kendini belli bir alanda görünür kılmak, işi yapmadan reklam yapmaya başlamak, birileriyle birlikte oturup kalkmak, onları takip etmek, onlarla bağlantı kurmak hâline geldiğini görmek mümkün. Dolayısıyla normalde kişilik, hayat ve düşünce tarzı uymayan insanlar sıkça bir arada bulunup birbirini sosyal medyada takip etmekte ve paylaşımları beğenmese de beğenmek mecburiyetinde kalmakta. Elbette aynı işi yapan insanların birbirinden ve gelişmelerden haberdar olması ve birbirilerine destek olması güzel bir şey. Buna hiçbir itirazım yok. Fakat sırf görünür olmak için ve sırf fayda ve çıkar güdüsüyle hayatımızdaki ilişkilerin birçoğunun kurulması, samimiyet algımızı zedeleyen bir unsur. Maalesef de bahsi geçen güzel durum, bu zararın görünmesini perdeleyen bir şekilde önümüze sunulmaktadır.
Gösterme kültürünün zarar verdiği birçok alan var. Yediğini, içtiğini, gezdiğini, mezuniyetini, düğününü, doğmamış çocuğunu, açtığı dükkânını, kısacası hayatının her alanını gösterme peşinde büyük bir kitle. Paylaşma gibi tatlı insani ihtiyaçlardan çok yarış mantığıyla gidildiği epeydir fark edilmiş durumda ve zararları üzerine de uzun uzun konuşulmakta. Ama sanki network mantığının zararları konusunda yeterince konuşulmuyor. Üstüne üstlük bunu bolca överek “network oluşturmalısın, hemen, şimdi!” gibi komutları da birbirimize bolca vermekteyiz.
Sorunun başladığı yer belki de network oluşturmayı zoraki yapmamızdan kaynaklı. İnsan yaşadıkça ve geliştikçe zaten çevre oluşturur ya da bir çevrenin içine dâhil olur. Her şeyin taktiklerinin verildiği ve hayatın ipuçları (başarılı olmanın 5 yolu, cesur olmanın 8 yolu, ticarete atılmanın 6 yolu, lider olmanın 4 yolu vb.) gibi servis edildiği günümüz şartlarında yapay bir şekilde (b)ağ oluşturmanın da ortaya çıkması garip değil. Doğal olarak içinde bulunacağımız çevreler ve kahkaha ya da şaşırma dolu sıcacık tanışma hikâyelerinin yerini, gün geçtikçe “Sosyal medyada takip ettim, bağlantı kurdum, şurada bulundum, bu ‘tanıdığıma’ beni şu ‘tanıdığıyla’ tanıştırması konusunda ricada bulundum.” tarzında daha soğuk ve mecburi bağlanma tarzları almakta.

Herkesle samimi olmamak ama sıcak ve gerçek ilişkilere, bağlanmalara yer açmak için çabalamak lazım belki. Telefon rehberlerimiz, takip ettiklerimiz ve bağlantı kurduklarımızın sayısında “Bir gün lazım olur.” diye bulundurduğumuz kişi sayıları fazlalaşıyorsa tehlike sinyalleri çalıyor demektir. Sizce de herkes kalabalıklar içinde yalnız olma hâlinden dem vururken tüm bunları düşündüğümüzde network oluşturma kaygısı olası şüphelilerimizden biri gibi görünmüyor mu?
Kaynakça:
Speaker Agency. (2024). Etkinliklerde etkili networking yapma yöntemleri. Speaker Agency.
https://www.speakeragency.com.tr/blog/etkinliklerde-etkili-networking-yapma-yontemleri
We Think Twice (t.y.). 5 Tools to maintain healthy relationships. https://www.wethinktwice.acf.hhs.gov/5-tools-maintain-healthy-relationships



