Dünün Davası Üzerinden Adalet Algısına Bir Bakış: Johnny Depp ve Amber Heard Davası-1

İnsanoğlu herhangi bir olay ya da konuyla ilgili yargıya varması gerektiğinde, genel kabulleriyle, diğer insanların bununla ilgili ne söylediğiyle ya da tamamen objektif biçimde, tarafsız bir gözlemle bir sonuca ulaşabilir. Fakat saydığımız bu üç durumdan görülmesi en az mümkün olan üçüncüsüdür desek pek hata etmiş olmayız zannediyorum ki. Diğer ikisine gelecek olursak da bunların meydana gelme sürecinde algılarımızın kestirme yolları tercih ettiğini ve bu zahmetsiz görülen yolların aslında birçok haksızlığa, çatışmaya ve ayrışmaya yol açabileceğini söylemek mümkündür. Bugünkü ve bir sonraki yazımda, davanın kendisi üzerinden zaman geçmiş olsa da temas ettiği birçok konunun zaman aşımına uğramak gibi bir niyeti olmadığını düşündüğüm Johnny Depp ve Amber Heard davası üzerinden toplumun adalet algısının ne gibi unsurlarla şekillenebiliyor olduğunu inceleyeceğim.
Öncelikle bahsi geçen dava, ünlü bir çiftin boşanma sonrası gerçekleşen, iftira ve itibara zarar vermek üzerine açılmış bir dava. Cümlede geçen iki kelimenin özellikle vurgulanma sebebi: Ünlü olmalarının, tarafların yaptığı ve söylediği neredeyse her şeyin özel hayatından bir parça kaybetmek, itibar zedelenmesi ve sanatçı temsiline dokunması sebebiyle hassas olması; çift olmalarınınsa ortada bir erkek ve bir kadının bulunması ve evlilik kurumu altında bazı tarihi, kültürel ve toplumsal gerçekliklerin dünya çapında konuşulagelen ve deneyimlenen bazı ortak noktalara temas etmesidir. İftiranın ve dolayısıyla itibarın zedelenmesinin ana sebebi, Depp’in, yani bir erkeğin, eski eşine –bir kadına– fiziksel şiddet uyguladığı iddialarıdır. Dikkatleri dava öncesi ve sonrasında çeken şeyse, aslında bu iddiaların henüz bir delili olmadığı hâlde Depp hakkında medyanın “karısını döven” ve şiddet yanlısı biri olduğu konusunda çabucak yargıya varıp, kadın hakları ve MeToo hareketi üzerinden etiketlemeye başlamasıdır. Hatta bu sebeple, en bilindik rollerinde işini kaybettiği bir durum söz konusu oldu.
Şiddet ve özellikle kadına şiddet, tüm dünyada hassas olunan ve olunması da gereken bir durumdur. Fakat kadınlara hakkını vermekle kadınları hep haklı görmek arasındaki çizgiyi adilce gözetmek gerekiyor(du). İnsanların algısı, özellikle de adli konularda oluşan zihinsel yargısı, kullanılan kelime seçimleri, kurgulanan hikâye ve söylemlerle şekillenir (Maylida ve Khrisianto, 2024). “Kadın”, “şiddet” ve “feminizm” kavramları üzerinden şekillenen bir hikâyede, elbette insanların algısının ünlü bir simaya çabucak değişmesi ve tepkiler göstermesi normaldir. Hele ki bu kişi, kurumların nasıl şiddet gösteren erkeği koruduğunu ve kendi savunulmasının feminizm adına önemli olduğunu iddia ediyorsa (Maylida ve Khristianto, 2024).

Fakat bu davada, aslında Heard’ün fiziksel olarak Depp’e şiddet uyguladığı, Depp’i saldırıya karşılık vermediğinde “bebek gibi” olmakla suçladığı ve hatta Depp’in parmağının ciddi hasar gördüğü durumda “adil bir mücadele, kavga” olduğu gibi bir savunmayla durumu değerlendirdiği, kanıtlarıyla görüldü (Marishta ve ark., 2024). Öte yandan, kendine yapıldığını iddia ettiği şiddet için kurguladığı hikâye ve kanıtlar birbiriyle çelişkili kaldı. Hem mahkemeye sebep olan hem de mahkemede sürdürdüğü iddialarını çoğu kez feminizmle, kadına şiddetle ve toplumun kadına şiddete ses çıkaran insanları nasıl da cezalandırdığıyla ilgili çağrısıyla sürdürdü. Toplumsal olarak erkeklerin şiddet uyguladığı ve şiddete maruz kalmayacağı konusundaki “kabuller”i kullandı. Çünkü gerçekten de erkeklere uygulanan şiddet –özellikle aile içi şiddet– mevcut kabullerimiz yüzünden yeterince odak konusu olmayabiliyor (Khan ve Arendse, 2021) ve bu da şiddet gösteren kadınların işini kolaylaştırırken, erkeklerin insani haklarına göz yummak demek oluyor. Nitekim mahkemeye sunulan ses kayıtlarında Heard’ün, Depp’i alaya alarak “Hadi söyle onlara: Ben, Johnny Depp, bir erkeğim ve aile içi şiddete maruz kalıyorum,” dediği ve nasıl olsa böyle dese de kimsenin inanmayacağını ima ettiği görülüyor (Marishta ve ark., 2024).
Yazının buraya kadarki kısmında sanki Depp tamamen haklıymış gibi bir algıya kapılmış ya da sinirlenmiş olabilirsiniz. Merak etmeyin, o da çok masum değil. Mahkemeye sunulan mesajlaşmalarda Depp’in “toksik maskülinite” söylemi sayılabilecek ifadeleri yer alıyor ve daha öncesinde de Heard’den bahsederken “gold-digger” (dilimizde para avcısı şeklinde çevirebiliriz) ifadesini kullandığı da belirtiliyor (Marishta ve ark., 2024).
Yazının buraya kadarki kısmında olayları ve iddiaları ele aldık. Bir sonraki yazıda, adalet algısını oluşturan bu algıyla ilişkili başka ögelerden ve insanların kendilerini nasıl haksızlık, çatışma ve ayrışma içinde bulduklarından söz ediyor olacağım.
Kaynakça
Diler, Ö. S. (2022, Mayıs 24). Johnny Depp – Amber Heard davasında sona yaklaşıldı. Beyazperde. https://www.beyazperde.com/haberler/filmler/haberler-102122/
Johnson, T., & Patten, D. (2022, Mayıs 16). Johnny Depp’s $50M Trial Against Amber Heard About To Get Even More Down, Dirty & Explicit. Deadline. https://deadline.com/2022/05/johnny-depp-trial-ugly-amber-heard-cross-examination-1235024168/
Khan, A. R., & Arendse, N. (2021). Female perpetrated domestic violence against men and
the case for Bangladesh. Journal of Human Behavior in the Social Environment, 1–15. https://doi.org/10.1080/10911359.2021.1927281
Marishta, M., Louka, P., & Pilafas, G. (2024). Johnny Depp and Amber Heard: How language
and societal influences shape power and discourses. International Journal of Research and Review, 11(2), 133–147. https://doi.org/10.52403/ijrr.20240216
Maylida, G. I., & Khristianto, K. (2024). An analysis of Amber Heard’s statements in the
Johnny Depp defamation case. Journey Journal of English Language and Pedagogy, 7(2), 291–305. https://doi.org/10.33503/journey.v7i2.4516