İlişkilerPsikoloji

Güvenin Dinamikleri -1

Doğduğumuz andan itibaren ilk ihtiyaç duyduğumuz, ebeveynimizle kurduğumuz ilk ilişkinin temeli olan “güven” günümüzde artık çok daha komplike hâle gelen bir kavram olarak karşımıza çıkıyor.  Günlük hayatta “güven” insanlarla etkileşimimizi ele aldığımızda sağlıklı bir ilişkinin temeli olarak biliniyor. İnsan, duygusal olarak rahat edebilmek için karşısındakinin söylediklerine ve davranışlarına inanmak ister. Güven, belirsizliği ve insanın karşısındakiyle ilgili kaygısını azaltır, aksi hâlde kişi sürekli kontrol ve şüphe içinde yaşar bu da sosyal hayatı epey zorlaştıran bir durum olur.

Temel Boyutları

Psikolojide güven, belirsizlik ve risk içeren durumlarda bir başkasına ya da bir kuruma bağımlı olmayı ve bu bağımlılık üzerinden hareket etmeyi ifade eder. Başka bir deyişle, kişi kendi çıkarlarını veya güvenliğini etkileyebilecek bir durumda, karşı tarafın zarar vermeyeceğine inanarak hareket eder.

Güvenin üç temel boyutu olduğu kabul edilmektedir, bunlar:

Bilişsel boyut: Karşıdaki kişiyi mantıksal ölçütlerle değerlendirmeyi içerir. Örneğin, bir arkadaşın sözünde durup durmayacağını geçmiş davranışlarına bakarak tahmin etmek bilişsel süreçlere dayanır.

Duygusal boyut: Yakınlık, samimiyet ve empati gibi duygular üzerinden kurulur. Güvenilen kişiye karşı sevgi, bağlılık ve aidiyet hissi gelişir.

Davranışsal boyut: Kişinin risk alarak güven duygusunu davranışa dökmesini ifade eder. Örneğin, özel bir sırrı paylaşmak veya önemli bir sorumluluğu karşı tarafa bırakmak güvenin davranışsal göstergesidir.

Bu üç boyut bir araya geldiğinde güven; sadece zihinsel bir inanç değil, aynı zamanda duygusal ve pratik düzeyde yaşanan çok katmanlı bir deneyim hâline gelir.

Bu boyutlardan birinin ya da birden fazlasının eksik olduğu durumlarda güven sağlam ve sürdürülebilir bir hâle gelmez. Bu tarz durumlarda ortaya farklı senaryolar ortaya çıkar:

Eğer birine yalnızca mantıkla (sadece bilişsel güven) güveniyorsan bu güven kırılgandır. Örneğin, birinin bugüne kadar sözünde durduğunu bilmek sana güven verir ama duygusal yakınlık yoksa ilk hata olduğunda tüm güven çöker.

Birine sırf sevdiğin, yakın hissettiğin için güvenmek de risklidir (sadece duygusal güven). Duygular bazen gerçekçi olmayan beklentiler yaratabilir, mantıksal değerlendirme olmadan kolayca hayal kırıklığına uğranabilir.

Risk alıp teslimiyet göstermek (sadece davranışsal güven) ama bunun arkasında mantıksal gerekçe ya da duygusal bağlılık olmaması, kişiyi sömürüye açık hâle getirir.

Günümüzdeki Güven Krizlerinde Artış Yaşanması

Günümüzde ise güven duygusu çeşitli düzeylerde krizlerle karşı karşıyadır. İlişkilerde sadakatsizlik ya da şeffaflık eksikliği, toplumsal düzeyde ise kurumlara olan inanç kaybı, bireylerin güvenmekte zorlanmasına yol açmaktadır. Teknolojinin getirdiği sahte kimlikler, yanlış bilgi akışı ve sosyal medyadaki manipülasyonlar da bu güven krizini derinleştirmektedir. Toplumsal düzeyde incelemek gerekirse modern toplumlarda bireyselciliğin artışıyla birlikte insanlar daha çok kendi çıkarını gözetiyor gibi görünüyor bu da karşılıklı güveni ve tedbirde olma hâlini arttırıyor.

Sosyal medyayla birlikte ihanetler, yalanlar, dolandırıcılıklar çok daha hızlı yayılıyor. Bu da zihinde “Herkes böyle.” algısını oluşturuyor.

Güvenin Gelişimi

Güven duygusunun temelleri, erken çocukluk döneminde bakım verenle kurulan ilişki aracılığıyla atılır. Bowlby’nin bağlanma kuramına göre, bebeğin ihtiyaçlarına duyarlı, tutarlı ve sevgi dolu bir bakım veren çocukta güvenli bağlanma geliştirir. Ainsworth’ün “Yabancı Durum Testi” çalışmaları da güvenli bağlanma gösteren çocukların bakım verenine güvenle yaklaşabildiğini ve yokluğunda kaygı duysa bile geri döndüğünde kolayca sakinleşebildiğini ortaya koymuştur. Güvensiz bağlanma tipleri (kaçıngan, kaygılı, dağınık) ise çocuğun ilerleyen yaşlarda güven duygusunu etkiler. Güvenli bağlanan bireyler yetişkinlikte daha sağlıklı, yakın ve sürdürülebilir ilişkiler kurarken; güvensiz bağlanma geçmişi olan kişiler ilişkilerde ya aşırı bağımlı ya da aşırı mesafeli tutum sergileyebilir.

Peki, Bowly’nin kuramına göre sağlıksız bağlanan bir bireyin ileriki ilişkileri de hep güvensizlik üzerine mi kurulacak? Birey bu güveni tekrardan kendi inşa edebilir. Bunun yolları:

  1. Farkına varma: Kendi bağlanma stilini anlamak, güven sorunlarının “kişisel bir yetersizlik” değil, erken deneyimlerden kaynaklandığını fark etmek ilk adımdır. Kişi önce kendini tanıyarak buna uygun adımlar atmalı.
  2. Tutarlı ve güvenilir ilişkiler kurmak: Güvensiz bağlanan kişi kurduğu ilişkilerde özellikle karşı taraftan gelen bir güvensizliğe karşı çok hızlı yaralanabilir ve tetiklenebilir. Bu ilk bakışta ilişki kurma konusunda riskli ve korkutucu gelse de güven ancak deneyimle güçlenir. Tutarlı davranan, sınırlarına saygı gösteren ve duygularını önemseyen biriyle ilişki yaşamak, güvenin yavaş yavaş yeniden öğrenilmesini sağlar.
  3. Terapötik destek: Özellikle bağlanma temelli terapiler (ör. duygu odaklı terapi, şema terapi) bireyin güven kurma becerisini artırabilir. Terapist, güvenilir bir “güvenli üs” rolü üstlenerek yeni bir bağlanma deneyimi sunar.
  4. Kendine güven geliştirmek: Başkalarına güvenin temelinde öz güven de yatar. Kendi ihtiyaçlarını fark etmek, sınırlarını korumak ve “Hayır.” diyebilmek, ilişkilerde daha sağlıklı güvenin oluşmasını destekler

Yazının devamında özel olarak güven eğilimini ele alacağım.

Kaynakça

Kramer, R.M. (Haziran, 2009). Rethinking Trust. Harvard Business Review. Retrieved from: https://hbr.org/2009/06/rethinking-trust

Larzelere, R., & Huston, T. (1980). The Dyadic Trust Scale: Toward Understanding Interpersonal Trust in Close Relationships. Journal of Marriage and Family, 42(3), 595-604. doi:10.2307/351903

Thagard, P. (Oct, 2018). What Is Trust? Psychology Today. Retrieved from: https://www.psychologytoday.com/us/blog/hot-thought/201810/what-is-trust

Seung Hyun Kim & Sangmook Kim (2020) Social trust as an individual characteristic or societal property? International Review of Public Administration, DOI: 10.1080/12294659.2020.1834677

Herreros, Francisco & Criado, Henar. (2008). The State and the Development of Social Trust. International Political Science Review. 29. 53-71. 10.1177/0192512107083447.

Daha Fazla Göster

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu