Psikoloji

Kişilik: Ben Kimim?

Kişilik, bizi diğerler insanlardan ayıran benzersiz bir özellik bütünüdür. Düşüncelerimiz, duygularımız, davranışlarımız ve motivasyonlarımız bu bütünü oluşturur. Kişilik, sıklıkla duyduğumuz bir kavram olsa da literatüre baktığımızda karşılaştığımız kişilik ile günlük hayatta algıladığımız anlamı pek çok benzerliğin yanında farklılıkları da içerir. “Yedisinde ne ise yetmişinde de odur.” lafını duymuş olsanız gerek. İşte kişilik tam da budur; aslında hal, hareket, davranış ve tutumlarda tutarlı olmaktır.

Tutarlı davranış örüntüleri, kişiliği oluşturan iki önemli bileşenden ilkidir. Örneğin, ilk okulda çok hırslı ve kazanama odaklı olan birinin iş hayatına geçtiğinde de bu şekilde olmasını beklersiniz, değil mi? Ama bu durum, insanların değişmeyeceği anlamına gelmez. Kişilik diye bir şey varsa ve davranışlarımız içinde bulunduğumuz durumun bir yansımasından ibaret değilse o halde bir tutarlılık görmeyi bekleriz. Kişiliği oluşturan ikinci önemli bileşen ise içsel süreçlerdir. Bu içsel süreçler, duygularımız, motivasyonlarımız ve düşünce şeklimizdir. Bu unsurlar, nasıl davrandığımızı ve hissettiğimizi doğrudan etkilerler. İçsel süreçler genel olarak herkes için benzer olsa da bireyin kendisinden kaynaklandığı için farklılıklar olduğunu belirtmekte fayda var. Bu iki ana unsur, tutarlı davranışlar ve içsel süreçler kişiliğimizi oluşturur.; yani, bizi biz yapan şeyi.

Kişilik psikologlarının ve araştırmacılarının temel sorusu, tutarlı davranış kalıplarının ve içsel süreçlerin kaynaklarının ne olduğudur. Peki, bu karmaşık yapıyı ve iki ana unsuru nasıl anlayıp açıklarız? İşte bu noktada kişilik kuramları bu noktada devreye girer. Bunlardan bazıları; psikoanalitik, davranışçı, bilişsel ve hümanist yaklaşımlardır. Her ne kadar her teori her zaman tam olarak bu kategorilere uymasa da kişilik hakkındaki ana teorilerin çoğu bu altı yaklaşımdan birine girebilir. Şimdi gelin hep beraber bunlardan bazılarına bir göz atalım.

Psikoanalitik Kuram

Sigmund Freud tarafından geliştirilen bu kuram, bilinçdışı zihinsel süreçlerin kişilik üzerinde önemli bir rol oynadığını savunur. Freud’a göre kişilik üç bileşenden oluşur. İd, haz ilkesi ile çalışan, ilkel ve dürtüsel bir yapıdır. Ego, gerçeklik ilkesi ile çalışan ve İd‘in dürtülerini kontrol etmeye çalışan yapıdır. Süperego ise toplumsal kuralları ve ahlakı temsil eden yapıdır.

Kişilik, bu üç bileşen arasındaki dinamik etkileşimler sonucunda oluşur. Freud, çocukluk dönemindeki deneyimlerin kişilik üzerinde belirleyici bir rol oynadığını savunur. Özellikle psikoseksüel gelişim evreleri ve bu evrelerde yaşanan çatışmalar kişiliğin şekillenmesini etkiler.

Davranışçı Kuram

John B. Watson ve B.F. Skinner gibi isimlerin öncülüğünde ortaya çıkan bu kuram, kişiliğin öğrenilmiş bir davranış olduğunu savunur. Davranışçılara göre kişilik, ödül ve ceza gibi çevresel etkenlerin etkisiyle şekillenir. Bu kuramda bilinçdışı zihinsel süreçlere yer verilmez; davranış gözlemlenebilir ve ölçülebilir unsurlar olarak ele alınır.

Bilişsel Kuram

Albert Bandura ve Julian Rotter gibi isimlerin öncülüğünde ortaya çıkan bu kuram, düşüncelerin ve inançların davranışı nasıl etkilediğini inceler. Bilişsel kuramcılar, kişilik özelliklerinin kişinin dünyayı nasıl algıladığı, yorumladığı ve anlamlandırdığı ile ilgili olduğunu savunur. Bu kuramda, kişinin sahip olduğu şemalar, inançlar ve özsaygı gibi bilişsel yapılar önemli rol oynar.

Hümanist Kuram

Abraham Maslow ve Carl Rogers gibi isimlerin öncülüğünde ortaya çıkan bu kuram, bireyin özgür iradesini ve kendini gerçekleştirme potansiyelini vurgular. Bu yaklaşım, her insanı özünde iyi olarak görür.  Hümanist kuramcılara göre kişilik, statik bir yapı değil, sürekli gelişen ve değişen bir süreçtir. Bu kuramda, kişinin kendini gerçekleştirme arzusu ve potansiyelini gerçekleştirmesine engel olan faktörler üzerinde durulur.

Kişilik kuramları, karmaşık ve büyüleyici bir dünyayı keşfetmemizi sağlayan haritalar gibidir. Her kuram, farklı bir bakış açısı sunarak benliğimizin gizemini çözmemize yardımcı olur. Psikoanalitik kuramdan bilişsel kurama, her yaklaşım kendi penceresinden bize “Ben kimim?” sorusunun yanıtını aratır. Kişilik, çok boyutlu ve karmaşık bir yapıdır ve onu tam anlamıyla kavramak için farklı kuramların bakış açılarını sentezlemek gerekir. Unutmayalım ki, her kuram kendi içinde tutarlı bir bütün olsa da tek başına mutlak bir gerçeği temsil etmez. Bu sorunun tek bir cevabı yoktu. Peki, bu keşif yolculuğu bitti mi? Elbette hayır! Bu sadece bir başlangıç.

Daha Fazla Göster

Benzer Yazılar

Başa dön tuşu