Kültür - SanatPsikoloji

MONİCA GELLER BİNG KARAKTER İNCELEME

Geçtiğimiz yazıda olduğu gibi bu hafta da bir dizi karakterinin psikolojik incelemesini yaptık. Sitcomların olmazsa olmazı olan sarkastik karakterlerde geçen hafta Chandler Bing’den bahsetmiştik. Bu hafta birbirini tamamlayan bir çift olarak Monica Geller Bing’den bahsedeceğiz.

Monica’yı dizide ilk başta Ross’un ablası olarak tanıyoruz. Çok parlak bir çocukluk geçirmeyen Monica’nın izlerini sezonlar boyu ve geçmişe gittiğimiz bölümlerde de çok rahat bir şekilde gözlemleyebiliyoruz. Aşırı kontrolcü bir anne, altın çocuk bir abi ile büyüme, hayatındaki ve ailesindeki herkes tarafından defalarca body shaminge maruz kalma ve bu bağlamda gelişen duygusal yemelerle obezite ile geçen bir ergenlik, popüler bir en yakın arkadaşa sahip olmak ve lisenin hezimetinin gölgesinde gelişen öz güven, öz saygı ve öz sevgi sorunlarıyla psikolojik olarak kabarık bir gözleme sahibiz. Sadece geçmiş bölümlerde Chandler tanışmaları ve ilişkilerinin şekillenmesinde bile bunların izlerini görüyoruz.

Annesinin -bir kızı olmasına rağmen- “Rachel hiç olmayan kızım.” gibi söylemleri, Rachel’ın Monica’nın tüm bu süreçlerdeki sarsılmayan kayası olması, her ne kadar kavgalar etseler de hayatındaki en önemli insanlardan birisi olan abisinin Rachel’a karşı duyduğu aşk Monica’nın Monica olmasına sebep olan olaylar ve bir çok cope mekanizmalarını gösteriyor. Örneğin yeme bozukluğu, obsesyonları ve kontrol takıntısı Monica’nın aslında hâlâ neyi aşamadığını ve bunları nasıl gizlediğini veya aşmaya çalıştığını bizlere gösteriyor örneğin bölümlerde gözlemlediğimiz üzere Monica gençliğinde obezite denilebilecek bir kilodan sıfır bedene dönüşüyor. Lise çağında öz saygı öz güven konularında problemler yaşamaya başlayan her genç kızın yaşayabileceği bir şekilde kilo sorunları yaşamaya başlıyor. Annesinin ona karşı olan bakış açısı ve Monica‘nın onay ihtiyacı, altın çocuk Ross’un gölgesinde kalması, erkeklerin ona romantik anlamlardaki bakışı ve daha bir sürü etken Monica‘yı duygusal olarak yemeye itiyor. Ne tüm bunlarla baş edebildiği için yeme davranışını kesebiliyor ne görüntüsünden memnun olduğu için bu duyguları hissetmeyi ne bu düşüncelere sahip olmayı kesebiliyor ve bu da onu inanılmaz bir kısır döngüyle onay ihtiyacı ile kilo vermeye itiyor. İlerleyen bölümlerde görüyoruz ki Monica ne zaman zor bir dönem yaşasa veya kantarın topuzunu biraz kaçırıp fazla yese hemen aklına o anılar geliyor, geçmişinden çok memnun olmayarak suçlu hisleri ile paniklemeye başlıyor. Bunlara birkaç sahnede biz de şahit olduk. Aynı şekilde onay ihtiyacı yeme bozukluğunun arkasından Monica’yı hâlâ bırakmıyor. Annesinin yıllar içinde azalan ama çok fazla değişmeyen tavrı, Rachel’ın hâlâ en yakın arkadaşı ve çok uzun süre ev arkadaşı olması, abisinin Rachel’la olan ilişkisinin ve duygularının hâlâ varlığı Monica’nın artık bir problemi değil kabullendiği, baş ettiği veya sadece dönem dönem tökezlediği hayatın parçaları hâlini alıyor.

Daha Fazla Göster

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu