Çikolata kelimesi köken olarak Aztekler’de acı içki anlamına gelen “Xocolate” kelimesinden gelmiştir. Aztekler ve Mayalar’da kakao bitkisini Tanrı’nın cennetten gönderdiğine inanırlardı.
Çikolata yüzyıllardır bulunan ve en çok tercih edilen tatlılardan biri olmasının yanı sıra tatlı, parfüm, duş jeli gibi alanlarda da farklı duyumlara hitap edecek versiyonlarda da kullanılıyor. Hatta tarihte bir yolculuk yaptığımızda çikolatanın ilaç olarak kullanıldığına dair izler bulunuyor. Günümüzde sadece koklayarak bile çikolata cennetine düşmüş gibi hissedeceğiniz mumlar, parfümler, kremler hatta kokulu defterler gibi daha aklınıza gelmeyecek milyonlarca eşya bulunuyor. Yani çikolatanın her sektörde 5 duyumuz üzerinden algılarımıza hitap ettiğini birden farklı sektörde görüyoruz.
Çocukken hepimiz Charlie’nin Çikolata Fabrikası’nı izlemişizdir. Çikolata şelaleleri, dağları ve çikolata cenneti olan o fabrika turunda bulunmak hepimizin düşlerini mutlaka ki süslemiştir. Tıpkı Charlie gibi. O kadar imkansızlık ve kısıtlılıklar arasında büyümesine rağmen yılın tek zamanı olan doğum günü Charlie’nin çikolata ile kavuştuğu tek gündü. Üstelik daha Charlie sadece çikolatayı satın aldığında bile ne kadar mutlu olduğunu ve onun için her şeyin ne kadar değiştiğini görebilirdiniz.
Peki girdiği her şeyi daha da güzel kılan çikolatanın bedeninizdeki etkisinin ne olduğunu biliyor musunuz? Genelde insanlar her ruh hâlinde çikolata tüketimi gösterse de akıllarda daha çok üzgün ve olumsuz ruh hallerindeyken çikolata tükettiğimiz kalmıştır. Peki bunun bir doğruluk payı var mı? Çikolata yemek gerçekten bizi daha mutlu ediyor mu?
Çikolata, mutluluk hormonu olarak bilinen serotoninin öncül olduğu reaksiyonlarla endorfin üretimi ve sinir sistemini uyarılmasıyla kasların gevşemesini sağlayan anandamid içerir.
“Bitter çikolata beyin fonksiyonlarını arttırır. MR çekiminden kısa süre önce kakaolu içecek içmiş kişiler üzerinde yapılan bir araştırmaya göre bu kişilerin beyin aktivitelerinin arttığı gözlenmiş.” Yani bu yüzden Charlie’de gördüğümüz gibi diyebiliriz ki çikolatanın mutluluk üzerinde bir etkisi vardır.
Aynı zamanda hepimiz psikolojideki ödül-ceza ilişkilerini ve alandaki çalışmalarını biliriz. Pavlov’un köpeğinden tutun, edimsel koşullanmaya küçük Albert deneyinden hapishane deneylerine kadar ödül ve ceza kavramlarının farklı şekillerde kullanıldığını görüyoruz. Peki çikolatada da böyle bir durum söz konusu olabilir mi? Erken çocukluk döneminde ebeveynlerin bir koşul üzerinden ceza olarak çikolata vermesi veya koşulun gerçekleştirilmemesi üzerine çikolata üzerinden ceza ve mahrumiyet davranışlarını kullandıklarına dair örnekler bulunuyor. Erken çocukluk döneminde kurulan bu ödül ceza ilişkisi, ergenlik ve yetişkinlikte özellikle kız çocuklarda kilo kontrol ve bedenle ilgili toplumun yüklediği algısal dayatmalarla da kendini gösteriyor. Diyet kültürünün çarpıtılmış hâliyle bu davranışlar yetişkinlikte hedef kilo ve görüntüye ulaşmayı çikolata ile ödüllendirme, hedef kiloya ulaşamama, bedensel görüntü üzerinden memnuniyetsizlikle kendini çikolatadan mahrum bırakarak cezalandırmaya dönüşebilmektedir. Önemli olan bu noktada dengeyi sağlayabilmektir.
Kaynakça
https://www.politikyol.com/cikolata-tatli-zevkin-sifali-etkileri