BAĞLANMA
Baruch Spinoza der ki: “Mutluluğumuz ya da mutsuzluğumuz sevgiyle bağlandığımız nesnenin niteliğine bağlıdır yalnızca.”
Bağlanma, bebeğin bakım vereni (genelde anne) ile kurduğu duygusal bir bağdır. Mary Ainsworth ve John Bowlby’nin katkılarıyla gelişen bağlanma kuramı, yetişkin ilişkilerimizdeki davranışlarımızı ve duygularımızı bir açıdan açıklıyor. ‘’Ben eşimle olan ilişkimde neden yakınlık kuramıyorum ya da çok fazla yakınlık kurma ihtiyacım var, ilişkilerimde sürekli tetikte gibi hissediyorum.’’ tarzında sorularınız, düşünceleriniz varsa bağlanma kuramında size uygun bir bağlanma türü var.
John Bowlby’e göre bağlanma konusunun evrimsel bir geçmişi vardır. Çocuk kendini üzgün, sinirli, yalnız hissettiğinde bakım verenin güvenli üssüne ihtiyaç duyar. Mary Ainsworth’ün gerçekleştirdiği ‘’Yabancı Ortam’’ deneyi çocuklarla bu bağlanmanın nasıl gerçekleştiğini gözler önüne serer. Deneyde bebek ve anne aynı ortama alınır, anne ortamdan çıkar, annenin gitmesiyle bebeğin tepkileri ve annenin geri gelmesiyle anneye karşı tutumu incelenir.
Araştırmalar sonucunda dört tip bağlanma türü keşfedilir: Güvenli, kaygılı, kaçıngan. Bu üç tür bağlanmaya 1990 yılında dördüncü tip olan ‘’düzensiz’’ eklenmiştir. Hepimiz yakınlık kurmak isteriz ama bunları oluşturma şeklimiz farklılık gösterir. Bu farklılıkları incelemek için bağlanma türlerine yakından bakalım:
Güvenli Bağlanma: Bu bağlanma türünde bakım veren kişi, çocuğun ihtiyaçlarına karşı duyarlıdır ve bu duyarlılığı tutarlı bir şekilde göstermeye devam eder. Güvenilirlik ve empati, bu bağlanma türünün temelini oluşturur. İkili ilişkilerde güvenli bağlanma, herkesin aradığı şeydir. Partnerinizin güvenli olması sizi daha da güvenli olmaya doğru güdüler. Güvenli insanlar partnerleriyle olan sorunları çözmede daha iş birlikçi olurlar ve affedici olma eğilimdedirler.
Kaygılı Bağlanma: Bu bağlanma türünde bakım veren kişi, çocuğun ihtiyaçlarına karşı duyarsız ve ilgisiz davranır. Çocuk ebeveyninden duygusal bir destek görmezse kaygılı bağlanma geliştirebilir. Çocukluktaki bu deneyimler, çocuğun yetişkinlik yaşamını etkileyebilir. Kaygılı bağlanma kendini endişe, güvensizlik, belirsizlik ile gösterir. Partnerinin sevgisini, ilgisini sorgulama eğilimde olurlar. Kaygılı bağlanan kişiler, başkalarının duygu değişimlerini fark etmede daha tetikte olurlar. İlişkilerde yoğun bir yakınlık hissi, terk edilme korkusu, partnerine aşırı bağımlılık ortaya çıkar.
Kaçıngan Bağlanma: Bu bağlanma türünde bakım veren kişi, çocuğa ilgi ve sevgi vermemiş, çocuğun sınırlarına saygı göstermemiş ve çocuğu iletişimsizliğe maruz bıraktıysa kaçıngan bağlanma gelişebilir. Kaçıngan bağlanmada insanlar, yakın ilişkileri kendi özgürlüklerine bir tehdit olarak algılarlar ve yakınlık kurmaktan çekinirler. Ciddi bir ilişkiden hatta evlilikten kaçınma eğilimindedirler. Bu kişiler ilişkilerde daha mutsuz ve tatminsiz olmaya yatkındırlar. Kendi bağımsızlıklarına çok önem verirler ve bunu riske atacak her şeyden uzak dururlar.
Düzensiz Bağlanma: Bu bağlanma türü çocuklukta istismar, travma ve ihmal sonucunda gelişebilir. Kişi kendini hem yakınlıktan kaçınan, uzak duran hem de aşırı yakın olmak ve yoğun bağlanma tutkusu içinde buluyorsa düzensiz bağlanma stiline sahip olabilir. Kişiler duygusal dalgalanmalar yaşarlar. Bir gün çok yakın olurken diğer gün çok uzak durabilirler. İlişkilerinde denge kuramazlar ve yoğun bir ayrılma kaygısı yaşarlar.
Kaynakça
Levine, A., & Heller, R. (2018). Bağlanma: Aşkı bulmanın ve korumanın bilimsel yolları. Aganta Kitap.
Özkan, K. & Bartan, M. (2020). Okul Öncesi Eğitimine Devam Eden 5-6 Yaş Grubu Çocuklarda Bağlanma ve Anne-Baba-Çocuk İlişkisi. Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi, (41), 101-118. Doı: 10.33418/Ataunikkefd.728923