OYUN VE ÇOCUK GELİŞİMİNE KATKILARI

“Oyun çocuğun işidir. Daha uygun bir iş bulamadığında oyun oynar.”
Montessori
Oyun, çocuğun en etkili öğrenme yöntemlerinden biridir. Belli bir amaca yönelik olabileceği gibi kuralsız da olabilir. Çocuk, oyunu isteyerek ve severek oynar; bu süreç, gelişimin temeli olup hayatın ayrılmaz bir parçasıdır. Oyun sırasında çocuk; hareket eder, deneyimler yaşar ve duygusal olarak sürece dahil olur. Aynı zamanda stres azaltıcı bir etkiye sahiptir.
Oyun; çocuğun psikomotor, fiziksel, sosyal duygusal, dil ve bilişsel gelişim alanlarında önemli öğrenmelere ve gelişmelere katkı sağlar. Psikomotor ve fiziksel gelişimi destekleyen oyunlar:
Sek sek, ip atlama, top oyunları (basketbol, futbol) bisiklet sürme, hamur ve kil oyunları. Sosyal duygusal gelişimi destekleyen oyunlar: Rol yapma ve drama oyunları, kukla oyunları, iş birliği gerektiren grup oyunları, duygu kartları ile duygu tanıma oyunları, sıra bekleme ve paylaşma oyunları. Dil gelişimi destekleyen oyunlar: Hikâye anlatma ve masal oluşturma oyunları, kelime bulma ve eşleştirme oyunları, tekerleme ve şarkılar. Bilişsel gelişimi destekleyen oyunlar: Yapboz ve zekâ oyunları, hafıza kartları, hikâye tamamlama oyunları, blok ve lego oyunları, strateji ve satranç gibi düşünme oyunları.

Ayrıca oyun yoluyla eleştirel ve yaratıcı düşünme, iletişim, problem çözme, dili doğru ve etkili kullanma, uyarlama, risk alma, ilişkilendirme, kendini kontrol etme, öz eleştiri yapma ve çok yönlü düşünme gibi birçok beceri kazanılır. İlk kez Sigmund Freud, çocukların duygularını oyun aracılığıyla yaşadığını ve ifade ettiğini savunmuştur.
Oyunun bazı değişmez özellikleri vardır: Çocuğun seçtiği ve yönettiği bir etkinliktir. Çocuk, oyuna kendi isteğiyle dahil olur. İçsel bir motivasyona dayanır; dışsal ödül veya bir zorunluluk olmadan motive olur. Sonuçtan çok süreç önemlidir. Çocuğun hayal gücü ile zenginleşir ve yaratıcı unsurlar içerir. Duygularını ifade etmesine faydalıdır. Sosyal ilişkileri güçlendirir. Heyecan verici ve aktif bir süreçtir.

Oyunun çocuklara kazandırdığı değerler büyüktür. Oyun oynarken çocuklar, dayanışma içinde hareket etmeyi ve sorumluluk almayı öğrenirler. Bir arkadaşına destek olmak, zor durumda kalmış birine yardım etmek çocukların empati yeteneklerini geliştirir ve bencillikten uzak bireyler yetişmesini sağlar. Yenilgiyi kabul etme ve kazanan arkadaşlarını tebrik edebilme gibi duygusal olgunluk gerektiren davranışlar da oyun aracılığıyla pekişir.
Oyun sadece eğlenceli bir aktivite değil, güçlü bir eğitim aracıdır. Oyunun tarihçesine baktığımızda, bilinen en eski oyunlardan birinin Beştaş olduğu söylenebilir. Oyun, geçmişten günümüze çocukların gelişimi ve mutluluğu için vazgeçilmez bir araç olmuştur.
Günümüzde, Dünya Oyun Oynama Günü her yıl 28 Mayıs’ta birçok ülkede çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır.