Kişisel GelişimPsikolojiSağlık

Başarının Amaç Hâline Gelmesi ve Zararları Üzerine – 2

Başarının amaç hâline gelmesi, insanlarda bu amaç uğruna birçok “fedakârlık” yapma gerekliliğine sebebiyet veriyor. Ne pahasına olursa olsun kahramanca yapıldığı düşünülen, maddi manevi kayıplara yol açan ve kişinin kimliğini bile değiştirip dönüştüren, kişiye başkalaşım yaşatan, kimi durumda kişinin kendine yabancılaşmasına yol açan fedakârlıkların zaman zaman üzerine düşünülmesi ve elzem olmayan ve geri dönüşü olmayacak kayıplar yaşatan durumların önüne geçilmesi oldukça önemli. Çünkü başarı anlayışımızın sürekli kalıplaşmış şeyleri elde etmek olması ve her geçen gün daha da iştahlı bir şekilde sınırlarını genişleten bir başarı anlayışının oluşu insanı tüketebilir. Mesela başarı sayılan kıstasların çoğu artık normalleşti ve neredeyse en iyisi olunca başarılı atfediyoruz kendimizi ve insanları. Psikoloji bölümünden örnek vermek gerekirse 4’lü sistemde 3.5 ortalamanın bile yetersiz hissettirildiği ve 3.9’un ancak gerçek bir başarı gibi hissettirildiği bir durum söz konusu, süreç içerisinde nelerle mücadele ettiği ve nasıl akademik hayatını idame ettirebildiği değil. Psikolojinin en popüler alt dallarından biri olan klinik psikolojinin yüksek lisansına kabul şartlarının her geçen gün en mükemmel öğrencileri alıp çok yüksek puanlı dahi olsa diğer öğrencileri al(a)maması ve insanların daha da rekabetçi olması sebebiyle birbirini kötü anlamda besleyen bir mekanizmanın oluşumu birçok insanın kendini yetersiz ve başarısız hissetmesine yol açabiliyor. Daha erken dönemdeki eğitim basamaklarına bakıldığındaysa örneğin ilkokulda ailelerin birçoğu çocuğunun birinci olmadığı müddetçe ikinci olmasını bile başarı saymayabiliyor. Bunun da ciddi bir başarı olduğunu ve mutlaka birinci olmanın hayattaki en büyük gaye olmadığını ailelerin özümseyip çocuklarına yansıtması ne kadar sağlıklı olur hâlbuki… Tohumları bu yaşlardan atılan bu algıların bozukluğu ileriki dönemlerde de doyumsuz, her zaman üzerinde çalıştığı, emek verdiği şeyin en iyisi olduğu müddetçe kıymetli olacağı ve kendini gerçek manada başarılı atfedebileceği yanılgısına düşen insanları meydana getiriyor. Şunu da göz ardı etmemeliyiz: Eskiye nazaran belki çok daha imkânın bulunması sebebiyle birçok konuda insanlar kendini geliştirebiliyor ve ortalama başarıyı birçok kişi sağladığı için de çıta yükseliyor. Daha çok insan hayalinin peşinden koşarak sporcu, müzisyen, akademisyen, aşçı, akademisyen veya seyyah olabiliyor. Bir öğrencinin burs bulabilme imkânı bir önceki nesillere göre daha fazla olabiliyor, daha yüksek seviyede eğitimleri alabiliyor mesela. Bu sebeplerledir ki mütemadiyen değişim ve dönüşüm içinde olan başarı kalıplarına göre yaşamak gerçekçi ve bazen insancıl bir seçenek gibi görünmüyor. Öte yandan, son yıllarda sıkça sosyal medyada ve kişisel gelişim kitaplarında rastladığımız “Farklı ol, normalin dışına çık, diğerlerinin gittiği akıntıda kürek çekme, ön planda sen ol, sıra dışı ol.” veya “Nasıl başarılı olunur? Başarılı olmak için gereken -herhangi bir sayı yazılır, örneğin 5- şey, başarılı insanın özellikleri, başarılı olmak istiyorsan şunlardan uzak dur, hayattaki başarının sırrı şunlarda saklı.” gibi cümleler belki başta işlevsel olup birtakım insanlara yol göstermişse de bu benzeri cümlelerin şu an yaşamın işleyişiyle harmonize olamayan ve bu sayılanların dışındaki durumların başarısız algılandığı bir atmosfer oluşturduğunu söyleyebiliriz. Bu kalıplaşmışlığın ve sürekli farklı ve kalburun belki de en üstünde yer alan insan olmanın özendirilmesi sonucu normal olmak, ortalama bir insan olmak hor görülmeye başlıyor ve neredeyse kötüleniyor zihin dünyamızda. Bana göre önümüzdeki günlerde ortalama ve normal insan olmak “normalleştir”ilmeli. Çünkü hepimiz aslında kendimize has özelliklere sahibiz, tamamen aynı değiliz, hâlihazırda farklıyız zaten. Farklılıklarımızı kabullenip zorlama farklılıklar oluşturmamalıyız. Ama aynı zamanda özümüzde ortak özelliklere sahibiz, insanız. Bilincine vararak yol almalıyız.

Kısacası, insandan mütevazılık duygusunu ve şükretmeyi çekip alan farklı ve “başarılı” olma çabasından sıyrılıp kendini kabul eden, sınırlarını ve yapabileceklerini sakin bir şekilde değerlendirip hayatına normal bir insan olarak devam etmenin bilinci ve rahatlığına erebilen bir insan olmak çok kıymetli. Ortalama bir insan olmak normalleştirilirse belki de çağın problemleri olan yetersizlik ve değersizlik hissi, depresyon, ciddi varoluşsal sancılar ve çeşitli kimlik karmaşaları da biraz olsun iyi manada nasibini alacaktır. Aynı zamanda gerçek başarı kıstaslarımızı da sorgulayarak sağlıklı sonuçlara dış baskıdan uzak, içsel huzuru ve fiziksel sağlığı temel alan cevapları aramalıyız. Belki de her gün hayatta kalmanın bir başarı olduğunun, insan olabilmenin ve başka insanlara insan olduğu için bir arada yaşama zorunluluğundan kaynaklanmayan bir saygı beslemenin ve buna göre davranmanın başarı olduğunun, hayat gayesi olabileceğinin farkına varmamız gerekir.

KAYNAKÇA

5 tips for finding Success for social anxiety & job Interviews. Anxiety and Depression Association of America, ADAA. (2022, July 6). https://adaa.org/webinar/consumer/5-tips-finding-success-social-anxiety-job-interviews

Linsalata, D. (2023, July 1). Anxiety recovery: Comparing success and Struggle. The Good Men Project. https://goodmenproject.com/featured-content/anxiety-recovery-comparing-success-and-struggle/

Daha Fazla Göster

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu