Kişisel GelişimPsikoloji

Yükselen Yeni Meslek: Sosyal Medya Fenomenliği

          Sosyal medya artık hepimizin günlük olarak ziyaret ettiği ve sık sık kontrol ettiği bir mecra. Bazen can sıkıntısından girip çıkıyoruz, bazen de elimizden bir türlü bırakamıyor, bağımlısı olduğumuzu düşünüyoruz. O kadar çok uygulama var ki içine girip kaybolabileceğimiz, herkes kendine en uygun olanı bulabiliyor. Hatta dönem dönem değişen favori uygulamamız bile olabiliyor ama hiçbirimiz bu uygulamaları para kazandığımız bir yer olarak görmüyoruz. Sosyal medyayı iş dünyamız olarak değerlendirmiyor, hayatımızda olan bir unsur olarak görüyoruz ama bu uygulamaları iş hâline getiren, bu mecralarda içerik üreten bir kısım var: Influencerlar. Daha Türkçeleştirmek istersek de sosyal medya fenomenleri. Bu fenomenler ne iş yaparlar, yattıkları yerden para mı kazanırlar yoksa yaptıkları bir emek midir? Gelin birlikte inceleyelim.           Influence kelimesinin anlamı etkilemek, etki etmek. Influencerlar da böylelikle etkileyen kişi anlamına geliyor. Influencerlar, genellikle belirli bir alanda uzmanlaşmış ve büyük bir takipçi kitlesine sahip olan kişilerdir. Moda, güzellik, seyahat, teknoloji gibi çeşitli konularda içerik üretirler ve takipçilerine ilham verirler (?). Günümüzde büyük takipçi kitlesine sahip olan influencerların yanında küçük çaplı fenomenler de var tabii ki. Onlar da kendi yağlarında kavrulup yollarını bulmaya çalışıyorlar.

          Peki nasıl influencer olunuyor? Bir gün uyanıp influencer olmaya mı karar veriyorlar? Şu anda daha çok tanınan ve ön planda olan çoğu kişi bu işe aslında vlogger olarak başladı. Youtube’a video çekerek başladıkları bu süreç kimini dünyanın en ünlü oyuncuları, mankenleri ile bir araya getiriyor kimini ise yine dünyanın en bilinen ve değerli markaları ile çalışmaya götürüyor. Eğer siz de Hollywood’un en ünlü simaları ile tanışmak, onlarla beraber videolar çekmek istiyorsanız üzgünüm on sene önce video çekmeye başlamış olmanız gerekiyordu ama şimdi başlayıp kendi kitlenizi oluşturursanız belki birkaç etkinliğe gidip reklam kutuları alabilirsiniz.

         Takipçi kitlenizi oluşturdunuz, biraz da tanınmaya başladınız, markalardan güzel teklifler geliyor. Telefonunuza bir bildirim geldi. Son fotoğrafınızın altına insanlar ağzına geleni yazmış. Senin ne kadar sahte ne kadar çirkin ne kadar kendini beğenmiş olduğunu söylüyorlar. Şimdi elinizde bir reklam kutusu, onarmak zorunda olduğunuz bir öz güveniniz ve korumanız gereken bir psikolojiniz var. Kolay gelsin. Zor bir durum değil mi? Bence fenomenliğin genel olarak sizi etkileyebilecek tek kötü yanı bu. İnsanların sırf göz önündesiniz diye size ağzına geleni söyleme hakkını kendisinde bulması. Bu çok yanlış ve kabul edilemez bir durum.

      Bizi etkileyen bir kötü yanı ise çoğumuza kendimizi kötü hissettirmesi. Yeni bir gloss çıkmış, e alman lazım. Cilt bakımında bu kremi mi kullanıyorsun? O kötü onu bırak bunu al. Saç düzleştiricin var ama herhangi bir marka mı at onu hemen Dyson almak zorundasın. Sanki senin hiçbir şeyin yok da o ne önerir veya gösterirse onu almak zorundasın. Sosyal medyadan önce ihtiyacımız olan ürünleri nasıl alıyorduk? Neyi kriter olarak görüyor neye göre seçimler yapıyorduk hatırlamak zor. Kimine göre tüketim çılgınlığı kimine göre yeni normal bu. Eleştirsek de onaylamasak da listeye eklenmesi gereken yeni bir meslek var.

Daha Fazla Göster

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu