Nedir Bu Dil?
Ünlü dil bilimcilerden N. Chomsky, dili “Dil, zihni bir organdır.” diyerek tanımlar (Harran Üniversitesi, 2023). Dil öyle bir kavramdır ki literatürde üzerinde uzlaşılmış tam bir ifade bulunmamaktadır. M.Ö. 400’lü yıllarda yaşan Platon, dili “düşünceleri ve fikirleri ifade etme aracı” olarak tanımlamıştır. Dil, insanlar arasında aktarım aracı olarak kullanılan insana özgü bir yetidir. Dil, aslında insanı insan yapan başlıca özelliklerinden biridir. Daha tanımda anlaşamazken, dilin nasıl ortaya çıktığı ve nasıl öğrenildiği üzerine pek çok kuramın olduğu açıktır. Sosyal varlıklar olarak adlandırılan insan için iletişim kuracağı bir aracın olmaması, neslinin sonunu getirebilir. Milletlerin, devletlerin ve ırkların yüzyıllardır birikimini aktarmak, varlığını devam ettirmek ve güçlenmek için kullandığı dil için Fuzuli der ki;
Ey dil! Sen âşıkların tercümânısın
Ey söz! Sen ağaçların meyvisin
Ey mana! Sen güneşlerin ziyasısın
Dili Öğrenmek/ Dil Edinimi
Dil edinimi, çocukların dil öğrenme sürecini kapsayan bir terimdir. Çocukların nasıl dili öğrendiği, seslere nasıl anlam yükledikleri ve bu sesleri nasıl aynı biçimde üreterek aracı olarak kullandıkları hala gizemini korumaktadır. Neden sadece insanlarda dil edinimini görüyoruz da hayvanlarda bu süreç yok ya da neden hayvanlara dil öğretemiyoruz, işte tüm bunlar hala gizemini koruyor. Şimdi, gelin hep beraber birkaç dil edinim kuramı üzerinde duralım.
Nativizm Kuramına Göre Dil
Nativizm Kuramı, dil öğreniminin doğuştan geldiğini savunur. Bu kurama göre çocuklar, doğuştan getirdiği evrensel dil bilgisi ile doğarlar. Tabula rasa görüşünün aksine, bu kuram doğmadan önce doğumla beraber getirdiğimiz bazı yeteneklerimiz olduğunu savunur. Nativizm, kuramını savunurken ‘evrensel dil bilgisi’ ifadesi dikkat çeker. Diller ne kadar çeşitli ve farklı olsa da aslında temelinde barındırdığı özellikler aynıdır. Tüm dillerde isim, fiil, özne yüklem bulunur. Bunlar evrensel dil bilgisi (UG) olarak adlandırılır. Nativizm, çocukların dil öğrenme sürecinin çok kolay gerçekleştiğini ve bariz bir öğretme olmadan da tüm çocukların dili edinebileceğini savunur. Yeni doğan bebeklerin sesleri ayırt edebilme yeteneğini de buna kanıt olarak gösterir. Dil öğreniminde ne kadar gecikme olursa olsun, çocuklar sonuçta o dili öğrenir ve kullanmaya başlar.
Davranışçı Kurama Göre Dil
Davranışçı kurama göre dil, klasik koşullanma ve edimsel koşullanma aracılığıyla öğrenilir. Kurama göre çocuklar, dili yetişkinleri taklit ederek öğrenir. Yetişkinlerin verdiği tepkiler de ödül olarak adlandırılır. Çocuk yetişkini taklit eder ve sonucunda bir bardak su ya da kocaman bir gülümseme alır. Kuramı destekleyen koşullar arasında, dili öğrenme esnasında cezalandırılan çocukların dil öğrenmesinde gecikme yaşamasını öne sürer.
Hayvanların Dili
Hayvanların birbiri ile iletişim kurmak için gösterdikleri hareketler, jestler ve çıkardıkları sesler insanların kullandığı dilden oldukça farklıdır. Dil yetisinin hayvanlar üzerinde araştırılasında sıklıkla maymun türlerine yer verilir. Dişi bir batı ova gorili olan Koko, maymunların konuşması denilince ilk akla gelen maymunlardan biridir. 1971-2018 tarihleri arasında yaşayan Koko, Francine Patterson tarafından yetiştirilmiş 1000’den fazla işaret dili kelimesini anladığı iddia edilen en zeki hayvanlardan biriydi. İddia edildi diyorum, çünkü onun bu yeteneği bilim camiası tarafından tam kabul görmedi. Ancak iddialar, Koko’nun dil öğrenme ve anlama konusunda bir yeteneği bulunduğu yönündeydi. İşaret dilini anlamakla kalmıyor, aynı zamanda kendi işaret dili kelimelerini de yaratabiliyordu.
İstisnai birkaç örnek dışında, hayvanların dil edinimini insanlara yaklaştırmak oldukça zor. Hayvanların bizi gerçekten anlayıp iletişim kurması kulağa oldukça ütopik geliyor olsa gerek. Hayvanlarda düşünme, anlama ve üretme yetisi olduğundan nasıl emin olabiliriz ki dili öğrendiklerine dair kanıtımız olsun? Hayvanlar aleminde çıkan tüm seslere dil demek ne kadar doğru olur?
(Patterson, 2018, Haziran 22)
Beynin Dil İşleme Bölgeleri
Beynimiz, konuşmak ve anlamak gibi dilin karmaşık görevlerini yerine getirmek için dilden daha karmaşık bir sistem kullanır. Beyin, dili anlamak, işlemek ve kullanmak için lateralize olmuştur; yani sağ ve sol yarım küre arasında fonksiyonları bölüşmüştür. Konuşma ve dil becerileri genellikle beynin sol yarım küresinde işlenir. Beynin sol yarı küresinin hasar alması ‘afazi’ olarak adlandırılan beyin hasarından kaynaklı dil bozukluğuna sebep olur. Beynin bazı bölgeleri dilin kullanıldığı zamanlarda daha çok aktif olur. Bu alanlardan ilki Broca olarak adlandırılan beynin sol yarısında yer alan bölgedir. “Broca”, kelimeleri üretmemize ve bir araya getirmemize yardımcı olur. Dili anlama ve kelimeler arasındaki ilişkiye yordamamıza yardımcı olan beynin bölgesi ise “Wernicke” olarak adlandırılır. Beynin bu bölgesi hasar almış hastalarda, kelimeleri anlamada zorluk ve anlamsız kelimeler söylemesi gibi durumlar yaşanabilir. Her iki beyin bölgesi dil için büyük önem taşısa da Wernicke bölgesi için dil anlamada, Broca bölgesi için ise konuşma üretiminde daha önemli rol oynadığını söyleyebiliriz.
(Otizmpedia, n.d.)
Dil neymiş, Atilla İlhan’ın mısraları ile bitirmek isterim;
Dil bir ışık gibi, karanlığı aydınlatan
Yol gösteren, umut veren
Dil bir silah gibi, vuran, öldüren
Yaralayan, acı veren
Dil bir kalkan gibi, koruyan, savunan
Güven veren, cesaret veren
Dil bir anahtar gibi, kapıları açan
Giriş izni veren, özgürlük veren
KAYNAKÇA
Harran Üniversitesi. (2023). Harran Üniversitesi e-Kitap Rehberi (1.1). Harran Üniversitesi. http://library.harran.edu.tr/tr/e-kitaplar/
Patterson, F. (2018, Haziran 22). Muhteşem Goril Koko 46 Yaşında Hayatını Kaybetti. Popular Science Türkiye. https://popsci.com.tr/
Otizmpedia. (n.d.). Konuşmanın Nöroanatomisi. https://www.otizmpedia.com/tr/konusmanin-noroanatomisi/ (Erişim tarihi: 2023-12-01)