Kültür - SanatPsikoloji

Rachel Green Karakter Analizi

Serimize kaldığımız yerden devam ederken bu bölümde, kendi nevi şahsına münhasır kişiliğini tanımadan önce Monica’nın en yakın arkadaşı, Ross’un yıllardır aşamadığı aşkı olarak tanıdığımız Rachel Green’i işleyeceğiz. Dizinin başında gördüğümüz gibi Rachel, sosyoekonomik durum açısından diğer arkadaşlarından oldukça farklı. Bu sebeple onun hikâyesindeki geçiş yalnızca manevi anlamda daha iyi birine dönüşmesi ya da Friends grubunun ona duygusal etkileriyle sınırlı değil; aynı zamanda bu hayat standardını maddi olarak yeniden inşa edip finansal özgürlüğünü elde etmesiyle de başlıyor.

Rachel diziye beyaz bir gelinlikle, düğününden kaçarak dahil oluyor. Aslında bu girişi bile, ilerleyen sezonlar için bize bazı ipuçları veriyor. Her ne kadar tek çocuk olmasa da “tek çocuk şımarıklığı”na sahip; “daddy’s girl” şeklinde bir hayat yaşıyor. Ta ki, aslında olmaması gereken bir ilişki içinde, aile baskısı ve statüsünü kaybetmeme isteğiyle nişanlandığı Dr. Barry’yi mihrapta terk etmesiyle hayatı gerçekten başlıyor.

Büyütülme tarzı ve ona sunulan imkânlar gereği, ilk başlarda her şeyin ve herkesin ona hizmet etmek için var olduğunu düşünen bir tavır sergilese de kelimenin tam anlamıyla büyümeye başladığı an, işler değişmeye başlıyor. Belki de dizi boyunca hayatındaki her rolde en çok olgunlaştığını gördüğümüz karakter olabilir.

Ross ile olan ilişkisinde çeşitli sorunlu dinamikler bulunsa da, Rachel’ın bu ilişkiden kaynaklanan yaraları ve travmaları zamanla sağlıklı bir şekilde iyileştirdiğini gözlemleyebiliyoruz. Aldatılmaya verdiği tepkiler, Ross’un kız arkadaşı olduğunda onu manipüle ederek saçını kazıtması, kıskançlığı ve egosu arasında sıkıştığında eski davranış kalıplarına dönme çabaları—her ne kadar hatalı olsa da—Rachel’ın yalnızca bir dizi karakteri değil, insani zaafları ve büyüme süreciyle örnek alınabilir bir figür olduğunu gösteriyor. Hatalar yaparak olgunlaşması, onun gelişim yolculuğunu daha gerçekçi ve etkileyici kılıyor.

İlk zamanlardaki el bebek gül bebek tavrının aksine, Rachel artık hatalarını başkalarının onun yerine düzeltmesini beklemiyor; aksine, bu hataları bizzat yaşayarak, kendi çabasıyla düzeltmeye çalışıyor ve bu süreçten geçerek olgunlaşıyor. Üstelik zaman zaman benzer durumlar tekrar karşısına çıkıyor; adeta aynı hatalara düşüp düşmeyeceğini sınayan fırsatlar gibi. Kız kardeşinin geri dönmesi, Ross’un evlenmesi, işini kaybetmesi ya da Joey’nin yanına taşınmak zorunda kalması bu tekrar eden sınamalardan yalnızca birkaçı…

Rachel da hepimiz gibi bu süreçleri hatasız, geçmişe hiç dönmeden atlatmıyor. Ancak genel çerçeveden baktığımızda, her ne kadar sendelemeler yaşasa da, hatalarından öğrenerek büyüdüğünü ve her adımda yeni “ben”ler oluşturarak özüne, kendi gerçekliğine doğru ilerlediğini bölüm bölüm, sezon sezon izliyoruz. Nitekim son sezonda açılan bu kilitler, onu yeni bir rol olan anneliğe teslim ediyor.

Daha Fazla Göster

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu