Kültür - SanatPsikoloji

Thanatos’un Dansı

Işıklar kararıyor. Kapıların ardında karanlık bir silüet…
Siyah tüller içinde Nina, ayak parmakları üzerinde yükseliyor. Adımları düzensiz, pervasız; sanki kontrolü çoktan bırakmış.
Bedeninden gelen çıtırtılar duyuluyor- kırılmakta olan yalnız kemikler değil, benlik. Orkestranın ritmi hızlandıkça, onun da gözleri büyüyor. Eski ifadesinden eser yok. Yerini, kendi karanlığını sonunda kabullenmiş, gölgelerin içinde yeniden doğmuş bir varlığa bırakıyor: Siyah Kuğu. Dönüyor, savruluyor; her hareketiyle biraz daha yok oluyor.
Ve finalde, kendini boşluğa bırakıyor.
Sessizlik. Alkışlar. Kan.
“Mükemmeldi.”

Siyah Kuğu (2010) filminin bu final sahnesi sadece bir dansın değil, aynı zamanda varoluşun da sonudur. Nina tüm film boyunca dans ettiğinin aksine bu sefer yaşamak için değil, sonuna kadar gitmek için dans eder. Film boyunca süren savaş nihayet son bulur; Nina, mükemmelliğe ulaştığı anda kendini yok eder. Peki Nina neden yaşadığını hissetmek için ölümü seçti? Bu sorunun cevabı yaşamın iki temel dürtüsünde saklı: Eros ve Thanatos.

(Klimt, 1910–1915)

Eros, Thanatos, Yaşam ve Ölüm

Dürtü kuramı, Freud’un çalışmalarının temelinde yer alan ve birçok kez değiştirip geliştirdiği bir kuramdır. Dürtü (Trieb), beden ile zihin arasındaki köprüdür. Bedende bir gerilim oluştuğunda, gerilimi gidermek için ortaya çıkar ve doyuma ulaştığında bir süreliğine yok olur. Freud, iki temel dürtüden söz eder: Eros ve Thanotos.

Eros, yaşam dürtüsüdür. Hayatı sürdürmeye, haz almaya, üremeye ve üretmeye dair her şey Eros’un temsilidir. Thanatos ise ölüm dürtüsüdür. İnsanı yıkmaya ve yok olmaya iter. Filmde, Nina’nın “Kuğu Kraliçesi” seçilmesiyle mükemmellik arzusu ortaya çıkar. Aslında Nina, Kuğu Kraliçesi seçilmeden önce de yalnızca bu dürtüye aittir. Narsist bir annenin mükemmel çocuğu olmak zorundadır. Eski bir balerin olan annesi, kendi gerçekleştiremediklerini Nina üzerinden yaşatmaya çalışır. Filmdeki anne figürü, Melanie Klein’in “kötü anne” kavramını da çağrıştırır. Nina annenin gözünde iyi çocuk olmak için arzularını bastırır, onun istediği yaşama uyum sağlar. Bu nedenledir ki Beyaz Kuğu sahnelerini kusursuz denecek derecede başarılı sergiler. Thomas’nın da dediği gibi “Sadece Beyaz Kuğu’yu seçiyor olsaydım rol senindi.”

Ancak, Kuğu Kraliçesi olmak için hem beyaz hem de siyah kuğuyu ustaca tamamlamak gerekir. Filmde Nina’nın Thanatos’la yani ölüm dürtüsüyle tanışma yolculuğunu izleriz. Nina, role kendini kaptırdıkça annesinden ayrışır, bastırdığı arzularını ve agresyonunu ortaya çıkarır, sırtındaki yaralar artar. Öteki (the Other)’si annesinden Thomas’ya kaymıştır. Artık annesinin “tatlı kızı” değil, Thomas’nın “küçük prensesi” olmak ister. O nedenle artık yapması gereken içindeki Siyah Kuğu’yu çıkarmaktır.

Tutku, Kıskançlık ve Yıkım

Geriye kalan tek soru Nina’nın Siyah Kuğu’yu nasıl çıkaracağıdır. Bunun için de tek bir cevap vardır: Lily. Lily, Nina’nın bastırılmış arzularının “öteki” benliğinin ve gölge tarafının dışa vurumudur. Cesur, baştan çıkarıcı, bedenini özgürce kullanan ve hata yapmaktan korkmayan biri olarak Lily; Nina’nın olamadığı, hatta olmaktan korktuğu her şeyi temsil eder. Ancak bu temsil yalnızca bir hayranlık değil, aynı zamanda bir tehdittir.

Lily, kuğu kraliçesi olma yolundaki bir rakipten fazlasıdır, aynı zamanda bir arzu nesnesi ve idealdir. Aralarında sınırları zorlayan, zaman zaman bulanıklaştıran ve yıkıcı bir bağ vardır, en azından Nina için. Film boyunca Lily, aralarındaki ilişkiyi yalnızca keyifli ve samimi bir arkadaşlık olarak yaşarken; Nina, onu giderek bir tehdit, hatta bir düşman olarak görmeye başlar. Aslında Nina’nın düşman olarak gördüğü kişi, bastırdığı ve açığa çıkarmaktan korktuğu öteki benliğidir; bu benliği ise Lily üzerinden yansıtır.

Son performanstan önce, Nina soyunma odasında Lily’yle karşılaştığını sanır. Aralarındaki gerilim doruğa çıkar; Nina, onu öldürdüğünü düşünür. Ancak bu yalnızca zihninin bir oyunudur, kesiğin altındaki beden Lily’nin değil, kendisinindir. Bu an, Siyah Kuğu’nun doğumudur. Sahneye çıktığında artık bambaşka biridir: baştan çıkarıcı, cesur ve sınırsız. Bu dönüşüm kusursuzdur ama aynı zamanda yok edicidir. Siyah Kuğu olmak için Nina kendini feda eder. Thanatos, Eros’a galip gelir.

Yolundaki tek engel sensin.

Referans

Aronofsky, D. (Director). (2010). Black Swan [Film]. Fox Searchlight Pictures.

Aronofsky, D. (Director). (2010). Black Swan [Film still]. Fox Searchlight Pictures. https://www.imdb.com/title/tt0947798/mediaviewer/

Freud, S. (1920). Jenseits des Lustprinzips [Beyond the pleasure principle].

Freud, S. (1920). Beyond the pleasure principle (J. Strachey, Trans.). In J. Strachey (Ed.), The standard edition of the complete psychological works of Sigmund Freud (Vol. 18, pp. 1–64). Hogarth Press.

Klein, M. (1957). Envy and gratitude (R. E. Money-Kyrle, Ed.). The Hogarth Press.

Klimt, G. (1910–1915). Death and Life [Painting]. Leopold Museum.

Lacan, J. (1977). Écrits: A selection (A. Sheridan, Trans.). W. W. Norton & Company. (Original work published 1966)

Jung, C. G. (1953). Psychological aspects of the self. In H. Read, M. Fordham, & G. Adler (Eds.), Collected works of C. G. Jung (Vol. 7, pp. 203–243). Princeton University Press.

Daha Fazla Göster

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu