PsikolojiSağlık
Trend

Deli Değil Deliryum

Arkadaşlarınızla öğleden sonra sakin bir kafenin masasında oturmuşsunuz. Kahvenizi yavaşça yudumlarken bir yandan da geçen haftanın değerlendirmesini yapıyorsunuz. Birden kendinizi anlık bir unutkanlık içinde buluyorsunuz. Şu an neredesiniz ve kimlesiniz hatırlamak biraz zorlaşıyor. Günün hangi vaktinde olduğunuz konusunda net bir bilgiye sahip değilsiniz. Masanızdaki arkadaşlarınız size bir şeyler anlatmaya çalışıyor fakat onları dinlemekte güçlük çekiyorsunuz. Cevap vermeye çalışıyorsunuz ama bu cevaptan daha çok ağzınızdan öylesine dökülen kelimeler gibi oluyor. Kendi kendinize “Acaba neler oluyor?” diye düşünüyorsunuz. İşte tüm bu yaşananlar, deliryumun belirtilerinden sadece birkaçıdır.

Latince kökenli olan ‘’deliryum’’ kelimesi “çığırından çıkmak” anlamını taşımaktadır. De+ ön ekiyle olumsuzluk anlamı verilen ‘’lîra’’ kelimesinden türemiştir. ‘’Lîra’’ yine Latince kökenli olup, toprağı altüst etmeye yarayan sabanın toprakta bıraktığı iz manasına gelir. Çizginin dışına çıkmak, sapmak gibi bir anlamı barındırmaktadır.  İngilizce ’deki karşılığına baktığımızda ise ‘’clouding of consciousness’’ ifadesini görmekteyiz. Direkt Türkçeye çevirdiğimizde “bulutlu şuur” olarak ifade edebiliriz. Buradan da anlaşılacağı üzere tutarlı olmayan olağan dışı ani gelişen bir akut bozukluktur. (Arıkan, 2021)

DSM- IV- ‘de deliryumun tanımında dört başlık öne çıkmaktadır. İlk olarak, dikkatin belirli bir konuya odaklanma yeteneğinde azalma veya farklı bir konuya kaydırma ile ilgili bir bilinç bozukluğu söz konusudur. İkinci olarak, bu tür bir bozukluğun daha önce mevcut olmayan veya demansla ilişkilendirilemeyen algı bozuklukları veya bilişsel değişikliklerle kendini göstermesi mümkündür; örneğin, bellek sorunları, yönelim eksikliği veya dil sorunları. Üçüncü olarak, bu bozukluğun hızlı bir şekilde gelişebilmesi (genellikle saatler veya günler içinde) ve semptomların dalgalanma eğilimi göstermesi özellikleri dikkate alınmalıdır. Son olarak, teşhis için bu bozukluğun genel tıbbi durumun fizyolojik etkileri ile ilgili kanıtların öykü, fiziki muayene veya laboratuvar bulgularıyla desteklenmesi gerekmektedir.

Deliryumun belirtilerine bakacak olursak metnin başındaki olayda görüldüğü üzere ani gelişen, birdenbire ortaya çıkan bir durumdur. Dalgalanmalar sık sık olarak görülür. Hasta odaklanmada zorluk yaşar. 65 yaş üzerinde daha yaygın olarak gözlemlenir. Bu yüzden deliryum zaman zaman ölümün habercisi olarak da anılır. Yaşlı sağlığı bölümünde yatan hastalarda yapılan bir araştırmada deliryum görülen kişilerin ölüm oranı %75 olarak hesaplanmıştır. Deliryumda hastalar, halüsinasyonlar görmeye başlarlar; etraflarında böcekler görmek, yaygın bir halüsinasyon çeşididir. Hafıza ve dil problemleri görülür. Dikkat eksikliği, dikkati yönlendirmede ve odaklanmada güçlük, zaman-mekân algısında karışıklık yaşanır.

Deliryum, beyin sinyallerinin alınması ve gönderilmesindeki bir bozukluktan kaynaklanır. Bu sinyallerinin bozulmasına etki eden pek çok farklı unsur bulunmaktadır. Oksijen ya da beyin maddelerinin eksikliğinden kaynaklı olabilir. Bunun yanı sıra ilaç kullanımının da bir yan etkisi olarak ortaya çıkabilir. Stresli durumlarda görülmesi oldukça yaygındır, özellikle kazalardan sonra ya da ameliyatlardan önce gözlemlenebilir. Alkol kaynaklı olarak ortaya çıktığı da gözlemlenmiştir. Fazla alkol tüketen kişilerin tüketimi aniden bırakması, deliryum yaşamalarına sebep olabilir ve buna özel olarak ‘’deliryum-tremens’’ adı verilir. Sıvı kaybı, elektrolit eksikliği, idrar yolu, cilt ve karın enfeksiyonları, karaciğer, kalp ve onkolojik hastalıklar sebebiyle de deliryum gözlemlenebilir. (Khan Academy Turkce, 2016)

Deliryum tedavisinde esas yapılması gereken şey, altta yatan sebebi ortadan kaldırmaktır. Bununla birlikte stres düzeyini düşürmek, doğru beslenme ve sosyal etkileşim de oldukça önemlidir. Hastaya dokunarak sık sık hatırlatmalarda bulunmak olumlu etki göstermektedir. Hastanın az uyaran bulunan bir ortamda kalması, ışıklandırmanın sabit olması, hasta yakınlarının bilgilendirilmesi ve sosyal temasa teşvik edilmesi önem arz etmektedir. Oksijen miktarı da tedavide önemli bir rol oynamaktadır. Herhangi bir ilacı ya da spesifik bir yöntemi bulunmamaktadır. Buna karşın, ‘’haloperidol’’ hala deliryum tedavisinde ilk tercih edilen ilaç olarak kullanılmaktadır.

Sonuç olarak, deliryum için ‘’kısa bir delirme hali’’ diyebiliriz. Deliryum tedavisi, sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesinden geçer. Bu sıkça görülen ve buhranlı bir ruh haline sebebiyet veren hastalık, fark edilmezse kişiyi ölüme bile sürükleyebilir. Bana soracak olursanız, deliryum varoluşumuzun bir sancısı olarak ortaya çıkıyor. Ne zaman varlığımız tehlikede, stres ile baş edemiyoruz veya normal hayatımızı sağlıklı yaşayamıyoruz; işte o an beynimizde birkaç nöron devre dışı kalıyor ve aniden gerçeklikten kopuyoruz. Bu kopma o kadar tehlikeli oluyor ki, delirerek aslında kendi varlığımızı yok ediyoruz. Buradan da anlıyoruz ki sağlıklı bir yaşam tarzı ve sağlıklı bir çevre, akıl ve ruh sağlığımızı korumamız açısından son derece kıymetlidir.

KAYNAKÇA

KhanAcademyTurkce (2016, 28 Ocak). Deliryum Nedir? (Sağlık: Akıl Sağlığı) (Psikoloji / Akıl Sağlığı). https://www.youtube.com/watch?v=reRDyx7Ggck&ab_channel=KhanAcademyTurkce Erişim Tarihi: 05.09.2023

Arıkan, K. (2021, 10 Haziran). Deliryum. https://www.youtube.com/watch?v=WCIaJUidAMc&ab_channel=Prof.Dr.KemalAr%C4%B1kan Erişim Tarihi: 21.09.2023

Daha Fazla Göster

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu